Cruise turizminde devlete çok iş düşüyor
Türkiye’nin cruise pazarındaki yerini geliştirmek ve bu
pastadan daha fazla pay alabilmek için devletimize çok iş düşmektedir.
Bireysel olarak yapılan çalışmalar topal kalmaktadır.
Tabii en önemli unsur öncelikle limanlarımızın
iyileştirilmesidir. Özelleştirme sonrası Kuşadası limanı güzel bir görüntüye
kavuşmuş adeta yüz akımız olmuştur.
Modern Türkiye’yi temsil eden limanlarımız turistin ilk
karşılandığı ve izlenimlerin oluştuğu bir yer olduğu için işe biraz da oradan
başlamak gerekiyor.
Bununla birlikte otorite, özel sektör yani rehberinden
acentesine, taksi şoföründen bavul taşıyıcısına, dükkân sahibinden ören yeri
görevlisine kadar herkese iş düşmektedir.
Dolayısı ile fiziksel eksikliklerimizin tamamlanmasından
sonra bahsi geçen herkesin bir araya gelmesi ve konuları sorun çözme modunda
yaklaşarak müşteri odaklı düzenlemelere gitmeliyiz.
İşin diğer bir yanı ise hali hazırda bir cruise
firmamızın olmaması, bunun için elbette müteşebbisleri teşvik, ön ayak olacak
bir takım düzenlemeler gerekmektedir.
Şayet ülkemizde bir cruise firmasının oluşması, gelişmesi
ve uluslararası pazarlarda söz sahibi olmasını istiyorsak yakıt ücretleri,
liman vergileri, kdv gibi temel bazı giderlerimizin rekabet edebilir seviyeye
çekilmesi ve teşviklerle desteklenmesi gerekmektedir.
Diğer tarafta dünya devlerinin İzmir, İstanbul ve Antalya
gibi stratejik önemi bulunan limanlarımızı ana liman olarak seçmeleri için bu
firmalara teşvikler, bazı indirimler sağlamalıyız.
Ana liman olmanın en önemli faydaları belki biraz bildik
bazı sözler söyleyeceğim
Ama bunlar gerçekten çok önemli ve bacasız sanayi olarak
gördüğümüz turizmin belki de en önemli unsurlarından olan yeni dünyanın yıldızı
cruise turizminin desteklenmesi durumunda ülkemize büyük katma değerler
kazandıracaktır.
Türkiye’mizin 3 tarafı denizlerle çevrili doğası ve
tarihi ile eşsiz değerlere sahip olan ülkemizde yakıt, liman vergileri ve kdv
gibi belimizi büken, maliyetleri ile rakipleri ile rekabet edebilme şansını
ortadan kaldıran bu ağır yüklere getirilebilecek teşvikler sonucu olması
gerekenleri sıralayalım:
* Yakın çevrelere yapılacak turlarda ( Yunan adaları,
Karadeniz, Doğu Akdeniz, Adriyatik sahilleri) rakibimiz Yunanistan ile rekabet
edebileceğiz.
* Bu vesile ile gelecek kişiler uçak ve kara yolu ile
gelişleri nedeniyle ulaşım katkısı sağlanacak
* Gelen kişiler cruise & stay dediğimiz geminin yanı
sıra otel konaklamaları yapacak
* Sadece geminin kalktığı limanda değil paket programlar
oluşturmak sureti ile Anadolu turları organize edeceğiz.
* Havalimanı – liman – havalimanı transferleri ile ek
gelir oluşacak
* Rehberlerimize ek iş imkânı sağlamış olacağız
* Gelen kişilerin yapacağı alışveriş ( şayet kontrol
edilebilir ise ) büyük bir artı değerdir, Türkiye’nin belki de en büyük
ihracatı olabilir.
* Bu turların satışı için fuarlar ve diğer pazarlama
argümanları ile Türkiye’nin tanıtımına büyük katkı sağlanacaktır.
Bu notlara daha çok eklemeler yapabiliriz, Batı komşumuz
Yunanistan yani Atina şehri gemi turizmi sayesinde büyük bir gelir elde
etmektedir.
Kaldı ki bizim tarih, doğa ve kültür yapımız Atina’nın
karşısında çok daha etkileyici ve çekicidir, yeter ki anlatabilelim,
yönetebilelim.