22 Ocak 2014 Çarşamba

Dünya'nın yeni trendi " cruise "

gemi turları

Günümüzde dünyanın yeni trendi “cruise”, yani gemide tatil oldu… Bugüne kadar bilmediğimiz ve aklımıza bile gelmeyen gemi seyahatini içeren kelime…
Türk insanına uzak bir tatil şekli…
Ne derseniz deyin, malum denizle aramız pek yoktur.
Henüz tam anlamıyla keşfedemedik.
Denizden korkanlar, 
“o da neymiş?” diyenler, 
tatil konusunda tutucu olanlar gemide tatilin güzelliğinin farkında bile değiller.
İsterseniz gelin gemiye binerek biraz hayal kuralım.

Bir otele girdim!
Uçağa biner gibi check-in yaptılar!
Bavulumu kapıda aldılar
Kredi kartı gibi, yeni bir kartım oldu.
Üzerinde ismim yazılı…
Konaklayacağım kabine gittim.
O da ne bavulum benden önce kabine varmış bile!
Bu arada herkes yeni bir yaşama adım atmanın mutluluğu içinde sürekli gülümsüyor.
Kabinime yerleştim ve bir şeyler içmek için geminin birkaç barından birine gittim. Pahalı olduğunu düşünmüştüm, ama yanılmışım. İçecek fiyatları çok uygun…
Acıktım! Ne yapsam? A’la carte ile uğraşamam.
Şimdi üst baş değiştir uzun iş… Yorgunum zaten.
En iyisi akşam açık büfeyi tercih edeyim. Havuz katında, etrafı seyrederek güzel bir akşam yemeği yedim. Gemi yol aldığı için üstelik manzara sürekli değişiyordu!
Karnım doydu. Biraz da eğlence lazım…
Haydi gösteri salonuna…



show lounge


Muhteşem Brodway gösterileri gibi Doğu Avrupa ülkelerinin o güzel kızları yürek hoplatıyor. İnsan ayrılmak istemiyor. Ama her güzel şey gibi bu da bitti… Ertesi akşamı iple çekeceğim.
Ama gece bitmedi, hala devam ediyor. 
Piyano bar da canlı müzik var. 
Her milletten insanlar bir bütün gibi eğleniyor, dans ediyorlar. 
Biz pek beceremeyiz. 
Ama özeniyorum doğrusu…
casinoBiraz da şansımı denemek istedim. 
Casinoda insan şaşırıyor. 
Hangi makineye gitsem? O kadar çok ki! 
Neyse kaybetmeden casino’dan çıktım. Küçük bir kârım oldu.
Artık yatmak lazım. Yarın enerjiye ihtiyacım var.
Uyandığımda nerede olduğumu çözemedim. Şaşkın gibiyim.
Neredeyim diye çevreme bakınıyorum?
Gemide olduğumu bir an unuttum.
Geç saatte yattığımda denizin ortasındaydım.
Pencereden baktığımda muhteşem bir liman gördüm. Ammada acıkmışım, hemen kahvaltıya koştum.
Güvertede limanı seyrederken güzel bir kahvaltı yaptım. Daha sonra ver elini geminin yanaştığı limanda yeni keşifler ve kayboluşlara…

Akşam yemeğini bu sefer A’lacarte restoranda yapacağım. Muhteşem bir ambiyans, güzel giyinmiş hanımlar ve beyler… 
Bu şık restoranda kendimi krallar gibi hissettirecek eğitimli, güler yüzlü ve her halinden işini iyi bildiği belli garsonlara teslim ettim. 
Sunumları ile dünya mutfağından seçkin yemeklerle keyifli bir akşam yemeği aldım. 
Aslında bunun için akşam yemeği lâfı belki de hafif kalır. Bence bu bir seremoni veya bir gösteri idi…
Gösteri dedim de, yemekten sonra gösteri salonu beni bekliyor. Bir önceki akşam gördüklerim sanki resmin küçük bir parçası gibiydi.
Daha neler göreceğiz kim bilir?

Bu hayalim gemiden inene kadar böylece devam ediyor.
Hayal gibi yolculuğu tamamladıktan sonra karaya ayak bastığımda kendimi bir boşlukta hissediyorum.
Böyle güzel bir geziden sonra gündelik yaşama nasıl ayak uyduracağımı bilemiyorum.
Ama uzun zaman gelecek gemi seyahatinin hayali ile yaşacağımı biliyorum.
Tüm bunları bırakıp işe adapta olmak bile büyük bir travma, bir sonrakini şimdiden hayal ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder